IŞIĞIN YANSIMASI:
Ali Erenus (Vokal)
Murat Özyüksel (Gitar)
Ayhan Orhuntaş (Gitar)
Yusuf Uğurer (Gitar, Vokal)
Fırat Özyavuz (Davul)
Barlas Çevikus (Bas)
Şiirden rock’a – Işığın Yansıması’nın 25 yılı aşan öyküsü
25 yılı aşkın bir süre önce kurulan ve o tarihten bu yana aktif kalmayı başaran Işığın Yansıması, 5. albümünü 2012’nin son haftalarında yayınladı. Klasik protest rock tarzında müzik yapan Işığın Yansıması’nı farklı kılan unsurlardan biri, şiirleri rock formunda besteleyerek albümlerinde yer vermesi. Işığın Yansıması albümlerinde ağırlıklı olarak Afşar Timuçin şiirlerinden bestelediği şarkıları müzikseverlerle buluşturur. Afşar Timuçin ile birlikte Özdemir Asaf, Orhan Veli, Özcan Yurdalan, Cahit Külebi, Nazım Hikmet, Melih Cevdet Anday, Paul Eluard, Mevlana ve Karacaoğlan’ın dizeleri de Işığın Yansıması’nın albümlerinde rock ritimleriyle buluşur 25 yıl boyunca.
Grup üyelerinin her biri farklı mesleklerden olmalarına karşın Işığın Yansıması varlığını yıllara meydan okuyarak sürdürüyor. Grubun kurucusu Murat Özyüksel İstanbul Üniversitesi S.B.F. öğretim üyesi, Osmanlı / Avrupa tarihi üzerine akademik çalışmalarını sürdürüyor. Solist Ali Erenus, profesyonel olarak şarkı söylemesinin yanı sıra multimedya alanında çalışmalar yürütüyor. Gitarist Ayhan Orhuntaş, profesyonel müzisyenlik yapıyor ve bununla birlikte önemli müzisyenlerin prodüktörlüğünü üstlenmiş bulunuyor. Bas gitarist Barlas Çevikus, pek çok ulusal ve uluslararası firmaya iletişim danışmanlığı yapıyor.
İlk bestesiyle aynı adı taşıyan grup
Işığın Yansıması’nın temelleri 1980’lerin ikinci yarısında Uludağ Üniversitesi’nde atılıyor. Grubun gitaristi ve şarkıların bestecisi olan Murat Özyüksel, öğretim üyeliği ve müzik kulübü danışmanlığını sürdürürken, kulüpteki öğrencilerle birlikte müzik yapmaya başlayınca bir grup oluşturma fikri filizlenir ve Işığın Yansıması kurulur. Grup adını Afşar Timuçin’in Işığın Yansıması şiirinden alır; bu şiir, aynı zamanda grubun 25 yıl boyunca besteleyeceği şiirlerin ilkidir. İlk bestesiyle aynı adı taşıyan grup üniversite çevresinde ve Bursa Açıkhava Tiyatrosu’nda düzenli olarak konserler vermeye başlar. 1980’lerin sonlarında binlerce kişiye verilen konserlerle özellikle Bursa’da sesini duyuran Işığın Yansıması, aynı dönemde albüm hazırlıklarına da girişir. Ancak Murat Özyüksel’in 1990 yılında İstanbul Üniversitesi’nde göreve başlamasıyla birlikte Işığın Yansıması çalışmalarına ara vermek zorunda kalır. Grup üyelerinin ayrı kentlerde bulunması nedeniyle Işığın Yansıması’nın bir araya gelerek müzikal çalışmalarını sürdürmesi güçleşince, Murat Özyüksel deneyimli müzisyen Ercüment Vural ile birlikte Işığın Yansıması sound’una bağlı kalarak “Bir Çiçek Yılı Sonra” albümünü kaydeder. Murat Özyüksel kendi adıyla yayınladığı bu albümde, ağırlıklı olarak grupla daha önce seslendirdikleri şarkıların yanı sıra bazı yeni bestelerine de yer verir. 1994 yılında Kalan Müzik etiketiyle çıkan albümde yer alan şarkıların dördünü Teoman, ikisini Ercüment Vural, ikisini Aslı Omağ seslendirirken, Selen Gülün ve şu anda grubun solisti olan Ali Erenus da birer şarkı yorumlar. Bir Çiçek Yılı Sonra albümü müzikal yaklaşımının yanı sıra grafik sanatçısı Bülent Erkmen’in sıra dışı tasarımıyla da dikkat çeker. Özdemir Asaf’ın şiirinden bestelenen “Lavinia” ve Teoman’ın seslendirdiği “Harbe Giden Sarı Saçlı Çocuk” albümün unutulmaz şarkıları arasında yerini alır. Her iki şarkı da 8 yıl sonra, grubun “Nerde Ellerin” adını taşıyan üçüncü albümünde yeniden yorumlanarak bir kez daha kaydedilir.
Grubun Bursa’daki kadrosunda yer alan Barlas Çevikus (bas gitar) ve Murat Durmaz’ın (gitar, vokal) Işığın Yansıması serüvenini sürdürmek hedefiyle 1996 yılında İstanbul’a taşınmalarının ardından grup vakit geçirmeksizin yeni albüm hazırlıklarına girişir. Türkiye’de klasik müziğin en önemli isimleri arasında yer alan şef Serdar Yalçın’ın desteğiyle yürütülen stüdyo çalışmalarının ardından “Birdenbire” adını taşıyan albüm 1997 yılında Kalan Müzik tarafından yayınlanır. Albüm, müzikal derinliği, melodik yapısı ve sound’uyla kabul görerek Türk rock tarihinde önemli bir kilometretaşı olarak yerini alır. Aradan geçen 15 yıla karşın albümün satışı halen devam etmektedir. Albümde yer alan “Birdenbire”, “Bir Yaz Günlüğü”, “Hikaye” ve “Bardaktan Boşanırcasına”, Işığın Yansıması dinleyicilerinin konserlerde özellikle beklediği şarkılar arasındadır.
Birdenbire albümünün ardından Işığın Yansıması 5 yıl boyunca çeşitli konserler vermesinin yanı sıra bu süre zarfında köklü değişiklikler de geçirir. Grubun Bursa’daki orijinal kadrosunda yer alan Ayhan Orhuntaş (gitar) yeniden kadroya dahil olur. İlk albümde “Günaydın Sabah” adlı şarkıyı seslendiren Ali Erenus da aynı dönemde vokalist olarak Işığın Yansıması’ndaki yerini alır. Murat Özyüksel, Barlas Çevikus, Ayhan Orhuntaş ve Ali Erenus 1990’lı yılların sonundan bu yana Işığın Yansıması’nın nihai kadrosunu oluşturmaktadırlar.
2002 yılında Türk müzik tarihinde ilk kez, farklı tarzlara sahip iki albüm aynı anda yayınlanır
2000’lerin başında grup yeni albüm hazırlıklarına girişir. 2002 yılına gelindiğinde, Işığın Yansıması Türk müzik tarihinde bir ilke imza atarak farklı tarzlara sahip iki albümü aynı anda yayınlar. Seyhan Müzik etiketiyle yayınlanan “Nerde Ellerin” ve “Rayların İzinde” albümleri dinleyiciyle eşzamanlı olarak buluşur. “Nerde Ellerin”, Işığın Yansıması’nın geleneksel çizgisinde, klasik rock formlarının ağırlıkta olduğu bir çalışmadır. “Harbe Giden Sarı Saçlı Çocuk” ve “Lavinia”nın yanı sıra albümün en çok öne çıkan şarkısı, nakaratında yer alan “ayağa kalkın” sözleriyle dikkat çeken “Kazıcılar” olur. Kazıcılar, “Toprak hiç kimsenin ancak hepimizin olsun” diyen 17. yüzyılın Diggers (Kazıcılar) hareketini başlatan İngiliz köylülerinin anısına bestelenmiştir ve şarkının nakaratı, zamansız bir şekilde yaşamın içinde yerini bulmaktadır. Ece Temelkuran’ın bir yazısından yola çıkılarak bestelenen “Hücre” ve casusluk tartışmaları onlarca yıl boyunca dünya kamuoyunu meşgul eden Rosenbergler’in ardından Melih Cevdet Anday’ın şiirinden bestelenen “Anı” da albümün öne çıkan şarkıları arasında yer alır.
“Nerde Ellerin” ile aynı anda yayınlanan “Rayların İzinde” ise Işığın Yansıması sound’undan tümüyle farklı, özel bir projedir. Murat Özyüksel’in TRT için hazırladığı Demiryolları belgeselinin müziğini oluşturmak hedefiyle grup üyelerinin de katılımıyla yapılan çalışmalar, bir belgesel müziğinden öte beğeni kazanır. Bunun üzerine grup bu proje için yürüttüğü çalışmaları aynı çizgide geliştirerek “Rayların İzinde” adıyla yayınlar. Bir proje yaklaşımıyla oluşturulan ve kaydedilen albüm, anonim temalardan yola çıkılarak Anadolu’nun çeşitli yörelerine yapılan bir tren yolculuğunu anlatmaktadır. Ağırlıklı olarak sözsüz vokal kullanılmış, etnik/rock/new age tınılarının harmanlanmasıyla çalışmanın sound’u oluşturulmuştur. “Kara Tren”, “Sarı Gelin”, “Fincan”, “Tren Gelir Hoş Gelir”, “Ak Koyun” gibi türküler albümde çok farklı bir yorum ve deneysel tınılarla hayat bulur.
2002 yılında iki albümü birden eşzamanlı olarak yayınlayan Işığın Yansıması, bu tarihten sonra müzikal faaliyetine ara vermese de, yaklaşık 10 yıl boyunca sessiz bir dönem geçirir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Murat Özyüksel’in akademik çalışmaları için beş yıl boyunca ABD’de bulunmasıdır. Bu dönemde Işığın Yansıması tam kadro olarak bir araya gelemese de varlığını sürdürmüş ve çeşitli konserlerde dinleyicileriyle buluşmuştur. Aslında grup, “Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım” adıyla ve 2012 yılının Aralık ayında Ütopya Müzik Yapım etiketiyle çıkan son albümü için uzun bir hazırlık dönemi geçirir. Şarkıların seçilmesi, düzenlenmesi, kaydedilmesi ve albümün son haline gelmesi yaklaşık 6 yıllık bir zaman dilimini kapsar. “Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım” son yıllarda üretilenlerin yanı sıra grubun bugüne dek yayınlanmamış kimi bestelerinden seçilen şarkılardan oluşur. Grubun tarihindeki ilk bestesi olan Afşar Timuçin’in şiiri “Işığın Yansıması”, 1980’lerin ortasından 2012 yılına dek konserlerde pek çok kez çalınmış olmasına karşın ilk kez bu albüm için kaydedilir. Albümün ismi ise Mevlana’nın ölümsüz -sanki kabuk değiştirme sancıları çeken günümüz toplumu için yazılmış- dizelerinden bestelenen aynı adlı şarkıdan gelmektedir. Mevlana’nın dizelerinin evrensel değeri Albümün en dikkat çekici parçalarından biri ise Hrant Dink’i yitirmenin acısıyla ortaya çıkmış erguvan renkli bir ağıt olan “Hrant” adlı şarkıdır. Hiroşima’ya atılan atom bombası ve Nazım’ın Hikmet’in insanın içine işleyen dizeleriyle “Japon Balıkçısı”, insanlığın nesilden nesile geçen utancını ve acısını rock formunda yansıtmasıyla albümün öne çıkan şarkıları arasında yer alır.
IŞIĞIN YANSIMASI ALBÜMLERİ:
Bir Çiçek Yılı Sonra (1994)
Birdenbire (1997)
Nerde Ellerin (2002)
Rayların İzinde (2002)
Şimdi Yeni Şeyler Söylemek Lazım (2012)
www.facebook.com/isiginyansimasi
www.twitter.com/isiginyansimasi